Sanat ve Yalnızlık

  Yeniden karanlığına dönüp aydınlığına büründüğüm ama fazla da misafiri olmaya niyetlenmediğim yalnızlığımın en didaktik cevheri ve yepyeni bir bilgiyle beni deryasına buyur ettiğini ve hatta sarstığını söylemeliyim. Her zaman içten içe bildiğim ama bir türlü kelimelere dökemediğim bir bilgiyle; sanırım sanat, aşk gibi ya da ölüm gibi ya da her şeyi içinde barındıran hayat gibi, pervasız ve başına buyruk. Bu yüzden rahatlatıyor olmalı beni. Her yeni anın apansızlığına rağmen her şeye karşı tıpkı kendisi gibi hazır ve nazır tutuyor beni; bu yüzden sabah uyandığımda ilk ihtiyaç duyduğum şey bir kaç tane bile olsa nota duymak ya da notalara hayat vermek oluyor. 

  Her gece uyumadan önce sarıldığım, sıcaklığına bel bağladığım, her sabah uyandığımda yanımda bulduğum, kokusunu içine çektiğim; tek bir gülümsemesiyle ya da tek bir 'günaydın'ıyla yeni güne tutunmamı sağlayan bir sevgili gibi aşığım müziğe; o denli muhtacım ve minnettarım beni hiç yalnız bırakmadığı için bütün hayatım boyunca; onca sevene, onca üzene ve onca gidene rağmen hep yanımda olduğu için hayatta hiç bir şeye bağlı olmadığım kadar bağlıyım; sadığım ona. 

Ömer Faruk Narlı
Dersim
12 Mart 2012
02:48

Yorumlar